Komşumuz Sakarya’nın Karasu ilçesi başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde uygulanmış ve zamanla ömrünü tamamlayarak geri dönüşü olmayan bir eko sistem tahribatına yol açması nedeniyle eleştirilerin hedefinde olan dalgakıran yapımı Akçakoca ilçesinde devam ediyor.

Yapımına başlandığı ilk günden itibaren Akçakoca ilçesini ikiye bölen dalgakıran inşaatıyla ilgili hiçbir kamu görevlisi, hiçbir yerel yönetici ve işi üstlenen firma yetkilisi kamuoyuna bilgi vermekten köşe bucak kaçarken, pazartesi günü patlayan fırtınayla birlikte yükselen Karadeniz’in sert dalgaları dalgakıran inşaatını kırdı geçirdi.

Geçtiğimiz mart ayında yapımına başlanan dalgakıran inşaatı için denizin hafriyat malzemesiyle doldurulduğu esnada oluşan sert dalgalar, dolgu malzemesini darmadağın etti. Merkez çarşının içinden geçen Çivi Deresinin denize döküldüğü alandan başlayan ve Çınaraltı plajı yönüne doğru denizin doldurulmasıyla ilerleyen dalgakıran çalışması beraberinde riskleri de getiriyor.

Pazartesi günü sabah saatlerinden itibaren patlak veren Karadeniz’in sert dalgaları, bir yandan yapılanı yıkarken, dalgaların dağıttığı malzeme ve taş parçaları etrafa saçılarak dalgaların itici gücüyle kıyışeridine paralel olarak dağılıyor.

Karadeniz’in İncisi Akçakoca’nın Merkez Camii ile Hükümet Konağı karşısındaki Sahilin 90 metre açığına toplamda 5 adet 100’er metrelik zemin 60’ar metrelik yüzey taş-beton dalgakıran dolgusu ile yapımı gerçekleşecek projeye karşı çıkan Akçakocalı çevreciler, yatay mahmuz ve dalgakıran inşaatında kullanılan teknolojinin eski olduğu iddiasında bulunarak projenin durdurulması için yasal süreç başlattı.

Kıyı balıkçılığını ve kumsalları bozacağı iddiasında bulunarak projenin durdurulması çağrısında bulan çevreciler, “30 km sahile, 18 km kumsala sahip bu cennet köşesinde, yaz boyu ağırladığımız yüzbinlerce insanımızı sadece 800 metrelik bir sahile sıkıştırma hayalperestliği ve beraberinde turizm yapacağız, kıyılara kum getireceğiz, kıyıları kurtaracağız söylemleri ile Çınar sahillerini betonlara teslim etmek niye?” dediler.

Çevreciler, bölgenin ekoloji dengesinin bozulacağını öne sürerek, “Kâinatımızın Yaratıcısının bizlere sunduğu bu kusursuz güzelliği, milyonlarca yılda oluşmuş engin mavilikleri, ekosistemi, canlı yaşamını 800 metrelik vahşi bir dolgu ile yapılacak “Mahmuzlara” teslim etmek niye? Sahillerimizden ufuklara baktığımızda oluşan hayalleri, geleceğimizi, yarınlarımızın mimarı çocuklarımızı, gençlerimizi betonla küstürmek niye? “ ifadelerini kullandılar.