TAŞIN ALTINA EL KOYMAK

  • 17.05.2021 14:48
  • (1)

TAŞIN ALTINA EL KOYMAK

Mecaz anlamda kullanılan bir deyim dir. ‘’ bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’’ ‘’ bana ne yaa’’ ‘’ benden başka düzeltecek kimsemi yok ‘’ vb. benzeri söylemlerin zıt anlamında kullanılan bir deyimdir.

VİZYON-MİSYON   bir çoğumuzun aşina olduğu, bir çok özel yada kamu kurumunun girişlerinde yada makamlarında gururla asılmış süslü cümlelerle bir takım söylemlerin kağıda yazı olarak dökülmüş hali.

Aslında ilk başlıkla birbiriyle direkt bağlantılı olduğunu iddia edebileceğim söylemler bütünü. Tabi kişinin bakış açısına göre de değer bulan bir deyimler zümresi.

Bana göre iki söylemin içeriği iş bitirmek, önsezili olabilmek, kolaylaştırmak, çare bulmak diye düşünüyorum. Ama maalesef bizzat şahit olduklarım ve gözlemlediğim kadarıyla maalesef çoğunlukta uygulanmayan, uygulanamayan deyimler zümresi diyebilirim.

İNSİYATİF KULLANMAK…!

Ağırlıklı olarak mevcut kanun ve yönetmelikler çerçevesinde insiyatif kullanmak, bu beceriye sahip olabilmektir kanaatindeyim. Benimde bir çalışma hayatım oldu. Benimle çalışan arkadaşlarımın da alternatifsiz teyid  edeceğin den şüphe etmediğim o süreçlerde ben insiyatif kullananlardan biriydim.  İyi ki de kullanmışım. Bu gün geriye dönüp baktığım da “iyi ki yapmışım” diyorum. Çünkü çemberi toplum yararına, kitlesel faide beklentilerimle , öngörümle böyle insiyatifler kullanmıştım. Ki sonuçlarını daha sonra gördüğümde ne kadar isabetli davranmışım diyebiliyorum. Vicdanen rahatlığımın yanında bu gün bile o kullandığım insiyatifler le aldığım kararların uygulandığının devam ettiğinin gururunu ve mutluluğunu yaşıyorum.

Bir iki örnek de vermek istiyorum. Bunu da kendimi ‘’ ununu elemiş eleğini asmış’’ atasözü çerçevesinde, hiçbir şan şöhret makam mevki para pul  beklentisi olmadan kaleme aldığımın altını özellikle çizerek anlatmaya çalışacağım.

Hiçbir kişi yada kurumu kötülemek gibi bir art niyete sahip olmadan ki zaten isim zikretmeden yüzeysel geçmeye gayret edeceğim.

Geçen yıldı(2020). Fena sayılmayacak derecede bir gözlemci olmam, yaşadıklarımdan çıkardığım tecrübelerim, beklentilerim, hedeflerimi toplumsal yararlığına inandığım için (X) Bir kurum müdürünü telefonla aradım. Konunun içeriği: yanlış hatırlamıyorsam engelliler haftasına 8-10 gün vardı. Yani işleyeceğim konu engellilerle ilgili olacaktı. Neyse müdür bey yokmuş. Bende ‘’ o zaman md. Yardımcısını bağlayın lütfen’’ dedim. Görev yaptığım dönemlerden de sistemin nasıl çalıştığını iyi bilen biri olarak md. Yardımcısı beye ‘’ efendim eğer ayarlama yapabilirseniz salonunuzda tamamen beklentisiz olarak insanlara faydalı olacağına inandığım bazı bilgileri konferans tadında interaktif bir pozisyonla sunmak isterim. Hem içinde bulunduğumuz haftanın önemine binaen kurumunuz içinde prestij bir yansıma olabileceği gibi bir çok insanında sunumdan faydalanabileceğini detaylarda vererek anlattığım gibi hatta istediğiniz ilave edilecek bir şeyler var derseniz bana bildirirseniz onları da sunumun içine monte ederim’’ teklifinde bulundum. Karşıda bir sessizlik. ‘’ Orda mısınız?’’ demek zorunda kaldım.’’ Evet dinliyorum’’ diyen samimiyetsiz bir cevap adeta yüzüme şaplak gibi vurdu. Eh dinlemiş olmak için dinlenmiş bir görüşme olduğu belli olmuştu. Ben ‘’ evet söyleyeceklerim bunlar ne diyorsunuz’’ soruma ‘’ bak kardeşim sen bunları müdüre anlat’’ cevabıyla dumura uğrayan ben. ‘’ beyefendi her şeyi size anlattım işte müdürünüze siz anlatın konuştuğum numara bana ait  kararınızı verin dönüş yaparsınız’’ teklifiyle konuşmayı sonlandırdık.

 Aradan birkaç gün geçti. Ne geri dönüş oldu ne arayan soran. Daha sonra bazı arkadaşlarımla sohbetimizde bahse konudan bahsedince ‘’ ya İlhami abi keşke bize söyleseydin biz yardımcı olur ikaz ederdik onları’’ gibi cevaplar alınca ben biraz hayıflanarak ‘’ arkadaşlar ben bir şey pazarlamıyorum ki   insanlara faydalı bir iş yapmak istedim. Bunu da detaylarıyla üst makama ilettim’’ dedim. İşte tam burada o vizyon kelimesi devreye giriyor. Kendimi telefonun diğer ucundaki kişi yerine koydum ben olsam balıklama atlayacağım bir teklif ve proje olarak değerlendirirdim diye düşündüm. Demem o ki makamda oturmuş bir şahıs ama vizyonsuz bir kişi. O an için biraz üzüldüm tabi ki de ama sonra başka platform ve enstrümanlar aracılığıyla dilim döndüğünce bu durumu anlattım. Ben görevimi yaptım.

Muhtemelen ne anlatmak istediğimi anladınız diye düşünüyorum. Aslında verilebilecek birkaç çarpıcı örnek daha var ama sizleri sıkmamak adına şimdilik öteliyorum.

Saygılarımla.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Şaban Beyler
    Şaban Beyler
    20.05.2021 21:39

    Güzel bir örnek. Ben şuna inanıyorum girişimci olmayan ve insiyatif almayan toplumlar kesinlikle gelişemez.

Resmi İlanlar