İYİLİK YAPMAK ÜZERİNE…Elbette birkaç başlık yada örnekle anlatılamayacak kadar geniş yelpaze içine alan bir kavram ve fiildir iyilik. Ben an itibarıyla aklıma gelenlerle size   bazı şeylerde yol haritası çizebileyim diye yazacağım.

İnsanın vicdanı, merhametiyle imkanları ölçüsündeki  fiili davranışlarıdır iyilik.

Israrla ve gururla hep söylediğim, iddia ettiğim gibi en büyük hazinem dediğim dostlarım , arkadaşlarım la başlayayım. Bildiğiniz gibi bölgemizde (DÜZCE) 1999 YILINDA 7.2 şiddetinde diye tanımlanan bir deprem yaşamıştık. Tam o anlar da hazinelerim dediğim arkadaşlarım yurdun her yerinden bir vesileyle bana ulaşarak ‘’ İlhami sen işin içindesin. İhtiyaç nedir bilirsin.bize en ihtiyaç duyulan şeyleri bildir de elimizden geldiğince temin edip yollayalım’’ demişlerdi. Bende bir çalışma yapıp en ihtiyaç duyulan malzeme listesini onlara bildirmiştim.( mevsim kış olması itibarıyla ve çocuklar bebekler olduğu için ihtiyaçları bu doğrultuda sıralamıştım.) sağolsunlar onlarda çağrıma cevap vermiş küçük kamyonet, minübüs büyük kamyonlarla göndermişlerdi. Şundan emindiler ki gönderdikleri her şey gerçekten ihtiyaç sahiplerine ulaşacaktı. Öylede oldu. Kendi çapımda kurduğum ekibimle birebir dağıtımını yaptım. En azından o an için bazı ihtiyaçlarını gidermiştim. O an yaşadığım ve hiç unutamadığım duygularımdan bahsedeyim biraz ki halen aynı duyguları tekraren yaşar hatırlarım. Bana emanet edilen gönderilen  malzemeleri yerlerine ulaştırdıkça o malzemeleri sanki kendim temin etmişcesine iç huzuru ruhani rahatlık yaşamıştım. Yani gönderenler kadar bende mutluydum. Bu duygu anlatılamaz sadece yaşanır. Vesile olmak bile insanı tatmin edebiliyor demek istiyorum.

Şimdi bu konuyu yazma sebebi, beni tetikleyen konuya geleyim:

İYİLİK YAP DENİZE AT BALIK BİLMEZSE HALIK BİLİR Manevi söylemi ilgi tutarak başlayayım.

Görev yaptığım dönemlerde beraber çalışmaktan, üretmekten onur duyduğum nahif, güleryüzlü, girişken,iyi yürekli, genelde verici karakter yapısına sahip bir hanımefendiden bahsetmek istiyorum size. Bulunduğu yere adeta tırnaklarıyla kazıya kazıya geldiğini bildiğim ahşap geri dönüşüm öğretmeni, süsleme uzmanı, amatör minyatür sanatçısı,biraz ressam ama dibine kadar İNSAN! Sevgili Fidan MUTLU Hanımefendi. ki ben kendisine hocahanım diye hitap ederim. Ve muhtemelen bana müdürüm yazmasaydınız adımı keşke diyeceğini de düşündüğüm kadar yüce gönüllü bir insan.. Ben yazılmalı , bilinmeli diye düşünüyorum. Hocahanım bu fiilinin bir reklam ajitasyon malzemesi yapılmasını istemediğini adım gibi biliyorum da ben reklamını yapmıyorum zaten. İstediğim şey: insan istedikten sonra neler yapabilire bir örnek olsun amacım.

Bir vesiliyle bir çocuğun annesiyle olan diyoloğuna kulak misafiri olmuş ‘’ne yapabilirim?’’ diye bir yerden başlamasından bahsedeceğim. Dünyayı etkilediği kadar ülkemizide etkiliyen ekonomik kriz. İnsanların ihtiyaçlarını karşılayamaması. Doğru beslenememesi. Özellikle çocukların istedikleri bazı  yiyeceklere ulaşamaması.( meyve vb.)

Hocahanım oturmuş düşünmüş ve tamamen ilk planda kendi bütçesinden ayırdığı miktarla el emeği banyo lifleri yaparak bunları tanıdıklarına hiç ajitasyon yapmadan satarak bir fon oluşturmuş elde edilen gelirle dar gelirli ailerlere onları rencide etmiyecek tarz ve tavırda ağırlıklı meyvelerden oluşan ikram sürprizlerinde bulunmaya başlamış. Bu çalışmasında muhtar’la da istişarede bulunup o durumda olan başka aileleri de sunuma dahil etmiş. Halende bu faaliyetini genişleterek sürdüğüne şahit biri olarak bundan daha güzel ne yapılabilirki diyorum. Bildiğim kadarıyla da yakın arkadaşlarının da bazı katkılarıyla bu iyilik hareketi son sürat devam ediyor. İnsan olmanın sorumluluğu temiz yürekliliğin bir yansıması, merhamet duygusunun zirvesi olarak nitelendirdiğim bu girişimi için sevgili Fidan hocahanımı ayakta alkışladığımı özellikle belirtmekten onur duyarım. Kaldıki ‘’ komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ diyen bir peygamberin(hz. Muhammed Mustafa s.a.v.) bize öğretmeye, tebliğ etmeye çalıştığı İslam dininin mensupları olarak bundan daha güzel ne olabilir dostlarım?

Temel olarak verdiğim bu örnek sadece buz dağının ufak bir parçasıydı. Yapılabilecek o kadar çok şey varki. Yeter ki isteyelim. Çok alternatif var çookkkk. Herkes gücü ölçüsünde bir şeyler yapabilir diye düşünüyorum.

Hepimizin inançlı insanlar olduğunu biliyorum yada tahmin ediyorum.Bu bağlamda yine hz. peygamber efendimiz(s.a.v.) ile hz Ebubekir(r.a.) arasında geçtiği rivayet edilen bir anekdot şöyledir:’’ aslolan takvadır ya ebubekir, aldıkların değil verdiklerin senindir’’ söylemi de bir işarettir aslında.

O zaman bu yazımın da etkisiyle hep birlikte karınca kararınca kendi güç ve ölçütümüzce  bir şeyler daha doğrusu iyi bir şeyler yapmaya başlayalımmı?

Mesaela ekonomik durumu iyi olmayan bir ailenin market(bakkal ) borcu gücünüz ölçüsünde kapatılabilir. Mesela önümüz bayram durumu iyi olmayan birkaç çocuğa bayramlık elbise vs. alınabilir.kendi gözlemlemeleriniz ve tesbitlerinizle sizler daha net nokta atışı da yapabilirsiniz. Bence denemelisiniz. Denemeliyiz.. kesinlikle iddia ediyorumki bir şey kaybetmiyeceğiniz, malınızdan bir şey eksilmeyeceği gibi yüreğinize dolacak manevi doygunluk bile size yetecek ve artacaktır.