UNUTMAMAK-UNUTULMAMAK

  • 24.09.2021 15:09

UNUTMAMAK-UNUTULMAMAK

Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır birkaç hafta önce erdemlilik hakkında bir şeyler yazmıştım. Aslında çok geniş yelpazesi olan bu terimi kısmen anlatmaya çalışmıştım. Bu seferde farklı bir açı çerçevesinde değerlendirmeye çalışacağım.

KARAKTER

Bilimsel olarak açıklanan şekli bir insanın doğuşuyla birlikte (DNA’larına kodlanan kısmı) başlayan ve 06-07 yaşında kısmen ana hatları tamamlanmış olan, sonrasında da yaşadıkları, tecrübeleri, bilgi takviyesiyle tamamladığı davranışlar bütünüdür. İyi-kötü sentezlemesi, bilgileri tecrübelerini entegre etmesi, ahlaki kurallar, değer yargıları, öncelikleri şekillenmesinde başlıca anahtar konumu olan başlıklar düşüncesindeyim. Şekillenmesi insanın kendi elinde olduğunu düşünüyorum.

Felsefi açıdan ünlü düşünür Sokrates ‘’Erdem insana kendisine uygun ve özgü olanı gerçekleştirmek, yakışanı yapma yetkinliğidir’’ diye bir bakış açısı tesbitinde bulunmuştur. Tabi başka düşünürler de farklı söylem tespitlerinde bulunmuşlardır. Plataon ‘’ ruhun düzenidir, yani ruhun doğasına uygun hareket etmesi ‘’ diye değerlendirmiştir. Bu manada onlarca farklı görüş bildiren olduğu da bilinmektedir.

Ben insanın karşısındakine verdiği değeri sevgi saygı ve samimiyet sınırlarıyla sunması olarak değerlendiriyorum.

Beni tanıyanlar bilirler. Sevdiğim, değer verdiğim, saydığım insanlara, dostlarıma, arkadaşlarıma bu duygumu hissettirmeye özen gösterir bir çaba sarfederim. Bundan da onları mutlu ettiğim kanaatine vararak bende mutlu olurum.Örnek vermem gerekirse varsa bir meslekleri o meslek gurubuyla ilgili önemli günlerini unutmamaya, doğum günü ve benzer özel anlarını unutmamaya gayret ederim. Önceliğime alır takip ederim. Çünkü bu davranışım benim onlara verdiğim saygı ve değerin bir göstergesi gibi diye düşünürüm. Ve onlar mutlu olduğunda misli katıyla bende mutlu olurum ki bunu kelimelerle anlatmak mümkün değil. Sadece yaşanır demekle yetineceğim.

HEDİYELEŞMEK

Hem karakter yapım, hem inancım gereği hediye almayı ve vermeyi de önemser ve severim. İmkanlarım doğrultusunda da bu fiili gerçekleştirmeye dikkat ederim.  Bu fiil de beni mutlu eden bir davranıştır.

Hayatım boyunca öyle büyük hırslarım olmadı. Küçük şeylerle mutlu olabilmeyi şu ana kadar becerebildim ki bundan sonra da değişeceğini düşünmüyorum. Öyle şuda benim olsun, buda benim olsun heves arzusu içinde olmadım. Daha çok  ‘’ Paylaşacak dostların yoksa Dünyanın en değerli hazinelerine sahip olmak neye yarar ‘’ bakış açısı adeta yol haritam oldu bu manada baktım ve değerlendirdim. Maddi değerden öte inancım gereği benim için değerli olan özel olan şeyleri hediye etmekten ayrıca huzur dolarım.

Genel olarak bakıldığında tüm bu faailiyet ,  girişim ve davranışların güzel hareketler olduğunu düşünüyor. Uzman olmasam da bilimsel olarak böyle anlar da vücudumuzun güven hormonu da olarak bilinen genellikle mutluluk hormonu diye adlandırılan serotanin hormonu salgıladığı bilimsel bir gerçektir. Bende bu fırsatı değerlendirmekten kendimi soyutlamamam gerektiğini düşünenlerdenim. Öylede yapıyorum, yapmaya da devam edeceğim. Çünkü birinin mutlu olması özgüveninin

sağlamlaşmasına, güne konsantre olmasına, iyi düşünmesine, iyi davranmasına sebep olur düşüncesindeyim.

Hani  duyduğunuzu bildiğinizi düşündüğüm ‘’ Öyle yaşaki öldüğünde tabutçun bile yas tutsun’’ sözü benim bahis konusu yapmaya çalıştığım konuya direkt etki eden bir söylem.

Yine toplumumuzda bazı konularda geç kalma durumumuza da değineyim. Değer vermemiz gerekenlere nedense gerektiği zamanlarda gereken değeri verememek, sevgimizi gösterememek gibi larç bir tutum içindeyiz maalesef. Oysa olması gereken bu değil! Olmamalı!

BİR DOĞUM GÜNÜ

Sürekli ‘’Dünyanın en şanslı insanlarından biri olduğumu iddia ettiğimi’’ biliyorsunuz. Öyle güzel yürekli dostlarım , arkadaşlarım, büyüklerim, küçüklerim varki: ben onları ‘’ yaşamımın en değerli hazineleri’’ olarak tanımlıyorum. Gerçekten de öyleler.

Bundan 7 yıl önce ani bir rahatsızlıkla Üniversite hastanesine kaldırılarak tedavime başlanmıştı. Yoğun bakım sonrasında odaya alınışım, doğum günümün yaklaşıyor olması beraber çalışma arkadaşlarımın bana moral motivasyon sağlaması adına bir organizasyona başlıyarak, gerekli izinler alarak hastaneden ambulans marifetiyle beni götürerek hastane yakınlarında bir kır bahçesinde organizasyon yapmışlardı. Ailem, çalışma arkadaşlarımın hemen hepsinin katılımı, hatta yönetim kademesindeki büyüklerimin de iştiraki ile kalabalık diyebileceğim bir birliktelikle birkaç saat geçirmiştik. Sürecimi göz önünde bulundurduğumuzda benim için anlatılamayacak değerde bir birliktelikti. Çok mutlu olmuş moral bulmuştum. O zaman da söylemiştim ama bir kez daha organizasyonun tertiplenmesinde emeği geçen, beni yalnız bırakmamak adına katılımlarından dolayı herkese bir kez daha gönülden TEŞEKKÜR ediyorum. İyi ki varsınız. Hiçbir zaman unutmayacağım. Sağolun Varolun dostlarım.

Hatırlanmak, değer görmek ne kadar önemli ve değerli olduğuna dair bir pencere açtığımı düşünüyorum. Öyleyse sizlerde başkalarını hatırlamayı unutmayın. Gereken değeri, sevgiyi verin hissettirin diyorum.

Teknoloji o kadar gelişti ki aslında bazı şeyleri yapmaya daha fazla imkan veriyor. Sanırım biz öteliyor ve önemsemiyoruz. Daha duyarlı olabiliriz. Olmalıyız.

Mesela ben aklıma estiğinde  hiç düşünmeden sevdiklerimi telefonla arar ‘’bi sesini duymak istedim’’ diyebilenlerdenim. Beni bu şekilde arayanlar da yok mu? Elbette var. Bundan daha güzel bir hareket ne olabilir? Herkesin rahatlıkla yapabileceği anlamlı güzel bir fiil olarak değerlendirmenize arzediyorum.

Kendi hayatımızı güzelleştirmek kadar başkalarının hayatını da güzelleştirmek elimizde diyorum. Haydi o zaman bir yerlerden başlayalım mı?

SAYGILARIMLA

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar