- 25.03.2022 21:10
- (1)
Kimsenin inançlarını sorgulamak eleştirmek hak ve hadsizliği olmaksızın, genelde benim gibi inançlı kesimin zaman zaman adeta öğüt verircesine çeşitli ortamlarda söyledikleri ki ben şahsen doğru olduğunu düşündüğüm bir kelimeyi açarak yazmaya çalışacağım.
‘’SEN AFFEDİCİ OLKİ ZAMANI GELİNCE GÖKYÜZÜNDEKİDE SENİ AFFETSİN,, sözü.
İçerik anlam olarak bence çok değerli bir söylem. Kendi açımdan baktığım da bu söyleme uyan birisiyim diyebilirim.
Yakın dostlarım, arkadaşlarım, çevrem beni bilenler bilir. Bu söylemi uygularım genelde.
Ha ben hiç haksızlığa uğramadım mı? Hiç kırılmadım üzülmedim mi? Bir insanın yaşayabileceği kadar bende yaşadım elbette bu negatif halleri. Ama karakter yapım, yetiştiriliş biçimim, Dünyaya bakış açımdan mı bilmiyorum bütün bu negatifliklere karşı pozitif olmak da ısrar ettim hep. Yani affetme şıkkını seçtim. Bundan da hiç pişman olmadım. Olmayacağım.
Bahse konu durumu farklı başlıklarla değerlendirip böyle bir tavır içine girdim. Affetmemek uzun süreli beyni meşgul ederse ileriye doğru kin gütmeye, intikam almaya doğru seyredebiliyor ki devamında bu bana göre iyi bir hal olamazdı olmamalıydı. Adeta psikolojik olarak da insanı sürekli etkisinde tutan bir yük olarak algıladım hep. Kendi kendime ben daha iyi, merhametli insanım telkinlerini kullandım. İlk adımı ben atmaya özen gösterdim ve attımda. Zarar mı ettim ? Bence etmedim. Üzerimdeki büyük yükü attım kurtuldum diye düşünüyorum. Hatta bence affedilen sıkıntıya düşmüş bile olabilir. Ne bileyim utanç, pişmanlık girdabına düşebilir ve başkalarına aynı hatayı yapmaz hatta başkalarının da şahit olabileceği bu durumlara pozitif bakış açısıyla katkı sağlayabilir diye düşünüyorum.
Daha önce söylediğim gibi benim her gece yatmadan önce rabbim’le yaptığım sohbet ritüelim var. O ritüelin bir bölümünde rabbime ‘’ yarabbim benim kendilerinde hakkım olan kullarına mecanen( bir daha geri hak istemeksizin) hakkımı helal ediyorum. Ve biliyorumki senin adaletin asla şaşmaz. Zerre kadar iyiliğin mükafatı ve zerre kadar kötülüğün de hesabını sen sorarsın yarabbim’’ diye bitiriyorum. Burada çok ince bir mesaj olduğu kanaatindeyim. Almak, anlamak isteyenler için.
Benim yazılarımı okuyanlar bilirler okumamaktan okumayan bir toplum olduğumuzdan hayıflanırım hep. Hani din dedim, inanç dedim ya maalesef birçok kendini inançlı olduğunu iddia eden insan beklide hayatı boyunca inandığı bu dinin kitabı olan KURAN-I KERİMİ bir kez bile okuma zahmetine girmediğini de üzülerek görüyorum. Oysa Kuran bize bu kitabı anlayarak okumayı öneriyor tavsiye ediyor. Dolayısıyla okumayıp sağdan soldan duyduklarını din sananlar işin özünden farkında olmadan uzaklaşıyorlar.
Üstte ilk kalın büyük harfle yazdığım kısım da gökyüzündeki diye ifade edilen edilmeye çalışılan aslında alemlerin yaratıcısı , sahibi ALLAH (C.C.)dır.
Ama biz insanlar bu önemli söylemi bile (bakara/237-nur/22 surelerde söylenişi sabittir.) asimile ederek sunmaktan haya etmemişiz . çünkü bilinmesi gereken önemli ayrıntı şudur: ALLAH (C.C.) zamandan ve mekandan münezzehdir. Yani her ne kadar onun yüceliği ön plana çıkarılmak istenmiş olsa da yukarıda denmesi yanlış bir ifadededir. O heryerdedir.
Sonuç: yazmak istedim. Yazdım işte.
Son söz olarak da : ‘’ Yarım hoca dinden, yarım doktor candan edermiş’’ diye noktalıyorum. Yorumu size bırakıyorum.
Yorum Yap