DİBE VURMAK, PİK YAPMAK-1-

  • 9.06.2022 09:30
  • (1)

PİK YAPMAK yada DİBE VURMAK-1

İki kelime. Ama birbiriyle ciddi ciddi  bağlantılı  bir o kadar da zıt anlamlı iki kelime. Bir tanesi olumluluk ifade ederken diğeri olumsuzluk söylemi de denilebilir. Aslında TDK Sözlük anlamına bakıldığın da farklı tanımlar la karşılaşmak da mümkün. Ki var. Ayrıca yanlış bir kanaate sebep vermemek için her iki kelimenin de bazen olumlu kullanıldığı kadar olumsuzluğu da ifade ettiği şekilde kullanıldığına şahit olmuşluğumuz vardır. Bir nevi ‘’ ameller niyetlere göredir’’ söylemini ilgi  tutarak  bu kelimeyi kullanan kişinin maksadı sonucu belirleyici bir unsur olabilir diye düşünüyorum. Yani anlatılmak istenen önemlidir bütününde.

NİYE BÖYLE BİR BAŞLIK NİYE BÖYLE BİR KONU ÜZERİNE YAZMAK?

Okuduğum bir sözün motivasyona katkısı olabileceğini varsayarak bu konuda yazmak istedim. Araştırdığımda gördüğüm şuydu: Bana göre kimin söylediğinin çok önemi yoktu. Söylem (cümle) güzeldi.  Maalesef toplumumuzun klasik hastalığı olan sahte kahramanlar üretmek çabası burada da önüme çıktı. Zira beni etkileyen ‘’OCAĞA ÇAYI KOY. YENİDEN BAŞLIYORUZ’’ Cümlesi ilham verdi bu yazıyı yazmam için,  ancak   bu sözü söyleyen kişi için o kadar fazla isim zikredilmiş ki adeta pes dedirtecek kadar oldum diyebilirim.( Yani söylemi sahiplenmeye çalışan taraftarı olduğu kişilere mal etmeye çalışan) Beni ilgilendiren, ilham veren kısmı söylemin içindeki tılsım sözcüktü ve oradan devam edeceğim.

Yaşam bize maalesef hangi konuda olursa olsun standart bir prosedür sunmuyor. İnişler, çıkışlar olan bu yollar bizi mücadele etmeye teşvik ediyor. İşin özü bu diyebilirim.

Rivayet odur ki  orta ölçekli bir işyeri. Bir usta bir çıraktan oluşan bir işyeri tasavvur edelim. Ama her şeyleri o işyerleri. Umutları, gelecekleri denilebilir. Adeta dükkanlarıyla bütünleşmiş bu iki kişi et tırnak misali. Bir gün sebebi bilinmeyen bir sebeple dükkanların da yangın çıkmış. Aylardır uğraştıkları emekleri bitmiş yanmış gitmiş. Aslında yanan sadece mallar değilmiş umutları da yanmış adeta. Ortada kocaman bir hüzün. Çırak ustasına işine o kadar bağlı ki yıkılmış adeta. Kabullenemeyen bir tavırda feryat figan içinde ordan oraya koşturup dururken usta onu dikkatlice izlemekte. Neyse çırak bir fırsatını bulup  ağlamaklı bir ses tonuyla ‘’ usta ne yapacağız biz şimdi?’’diye sorar. Usta gayet sakin babacan tavır ve yumuşak ses tonuyla beni de etkileyen o muhteşem sözleri söyler ‘’Ocağa çay koy evlat! Yeniden başlıyoruz. Hemde bu sefer üzerine eski tecrübelerimizi de ilave ederek’’ der. Günler günleri kovalar . Usta ve çırak tam  konsantre işe koyulur kısa süre sonra eskisi gibi olmasa da bazı şeyleri raya oturturlar. Tabi rivayet böyle ama ben doğru olduğuna inanıyorum.

BİZ  BAŞARILARINIZI DA BAŞARILIKSILIKLARINIZI DA(KADERİNİZİ) ÇABANIZA BAĞLI KILDIK  Diye bir ayet geldi aklıma. Dolayısıyla işin manevi boyut etkisi de inkar edilebilecek bir faktör olmadığını düşünüyorum,. Hatta  ‘’ Başlamak bitirmenin yarısıdır’’ yada ‘’ Vazgeçmemek başarmanın anahtarıdır’’ diye halk arasında kullanılan motivasyon söylemlerini duymuş olduğunuzu düşünüyorum.

Evet toparlayayım. Demem şu ki: Yaşam bizlere farklı farklı alanlarda farklı alternatifler karşımıza çıkarabilir. Bu iş üzerine, aile üzerine, binlerce farklı alan da olabilir. Ben olaya biraz da manevi açıdan bakıyorum ve bu durumların kişinin ‘’imtihanı’’ olduğunu düşünüyorum. Daha doğrusu kesinlikle böyle olduğuna inanıyorum. Ve inancım gereği bu imtihan safhasının sabırla karşılayıp itidal ve çaba gösterilerek aşılması gerektiğine inanıyorum.

Sonuç olarak; hiçbir şey son değildir. Sabırla, çalışarak altından kalkamayacağımız bir şey olamayacağını düşünüyorum. Tabi bu süreç yazılarımda sürekli ön planda tutmaya çalıştığım insan olmakla, iyi insan olmakla, ahlaklı olmakla otomatik bağlantılı diye de kendimce belirlediğim bir yol haritası  demem yanlış olmaz.

Bir dönem herkes tarafından ya bilinen yada duyulmuş bir slogan vardı.  Şartlar ne olursa olsun ‘’mücadele etmek bir direniştir’’. Tüm olumsuz şartlara ve engellere rağmen mücadele etmek bir nevi görevimiz olduğunu düşünüyorum.

Ne alaka diyeceksiniz belki ama hepinize Edip Akbayram’ın seslendirdiği, benim de çok sevdiğim ‘’Aldırma gönül’’  parçasını armağan ediyorum. Fırsatı olanlar dinlesin lütfen.

Aslında ‘’dibe vurmak ‘’ söylemini genişleterek açarak yazmam gerektiğini fark ettim. Ancak bu yazımın, makalemin sıkıcı olmaması adına konu hakkındaki düşüncelerimi   daha sonra kaleme alıp açarak anlatmanın daha anlaşılır olacağına karar verdim. Yani detaylarına pencereler açacağım. Bahse konu başlığını daha sonra kaleme alacağım. Zira önemli bir konu olduğunu düşünüyorum. Şimdilik gün ola harmanola  diyerek  bitiriyorum.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • Tam isabet..
    Tam isabet..
    11.06.2022 13:16

    Kalemine yüreğine sağlık,İlhami kardeş.. Ülkenin ekonomik, siyasi durumunu, Cumhuriyet düşmanlığının geldiği noktayı ve kazanımlarının nasıl örselendiğini gördükçe, Sabahattin Ali ve şiiri gelir aklıma.. " Başın öne eğilmesin. Aldırma gönül aldırma. Ağladığın duyulmasın. Aldırma gönül, aldırma. "

Resmi İlanlar