- 5.07.2022 22:23
- (2)
Bu makalemi Kendisini 2013 yılının sonlarında maalesef yaşam mücadelesini kaybederek aramızdan ayrılan Düzce Basın emekçilerinden rahmet ve dua ile yadediyorum o zaman Düzcetv muhabir ve kameramanı olarak görev yapan ‘’ PAŞA’’ Lakabıyla da tanınan bilinen rahmetli dostum, kardeşim Mustafa Kemal Güreşir’e ithafen kaleme alıyorum. Mekanın cennet olsun nurlar içinde uyu kardeşim.
Deprem yıllarıydı diye hatırlıyorum. Muhtemelen 99 lu yıllar yada bir sonraki yıl içinde bir vakit.
O dönemlerde Belediyede görev yapmaktayım.özellikle deprem zamanı ve akabinde gerek Düzceli olup, gerek olmayıp sürekli diyebileceğim bir yoğunlukta dizi dizi komutanlar ki nerdeyse hepsi üst düzey rütbelerde ziyaretçiler ağırlıyorduk. Özellikle Düzceli komutanlar varsa ikametgahları ile bilgiler alıyor kendilerine yol haritaları belirliyorlardı. Tabi nezaket kuralları içersinde hediyeleşmeler de bu ritüalin bir parçası haline gelmişti adeta. Dostluklar sağlamlaştırılıyor, sıcak ilişki ve samimiyetten doğan bu ortamlarda güçleri ve yetki sorumlulukları içersinde kendilerinden bir takım yardım taleplerinde bulunuluyor. Karşılık da buluyordu. Kurumun ihtiyacı olan kendi marifetiyle çözmekte zolandığı bazı hususlar dolaylı da olsa çözüme kavuşuyordu.
Hiç unutmam bir Cuma günüydü. Bir sonraki gün resmi dairelerin tümü olduğu gibi bizde hizmet veremeyecektik. Bankoların olduğu değilde servisleri bir birine bağlayan hol diyebileceğimkoridor alanından yüksek sesle ‘’ benim suyumu neden kestiniz? Yarın ev susuz mu kalacak? Pazartesi yatıracaktım.’’ Serzenişleri başkanlık katına kadar ulaşınca Başkan ne oluyor diye sorunca namı diğer lakabıyla tanıyanlar başkana ‘’ paşanın suyunu kesmişiz onun için bağırıyor’’ demeleriyle başkan hem ikili ilişkilerin (üstte izah ettiğim şekliyle) bozulabileceği mahçubiyet ve endişesiyle adeta bir alarm durumuna geçerek konuyla ilgili görevlileri odasına çağırıp ‘’ derhal durumun düzeltilmesi talimatını verip paşayıda odasına davet etmek üzere özel kalem müdürünü devreye sokup Mustafa arkadaşımızı başkanlık katına davet ederek kahve ikramıyla durumu telafiye çalışmayı hedeflemiş başkan. Neyse Mustafayı başkanın odasına almışlardı.( ayrıca başkan mustafayı severdi) Başkan karşısında bir rütbeli göreceğini tasavvur etmiş olsaki mustafayı görünce önce bir gardı düşmüş ilgili müdürlerin durumu izah etmesiyle olay açığa kavuşmuş ama ben dahil büro çalışanları tarafından olayın gelişimi, yanlış anlaşılma tepkileri vb. günlerce makara konusu olup tebessüm ettirmişti bizi.
Yazdım işte. Öyle bir şey. Bir anı, bir yaşanmışlık, bir anekdot.
Yorum Yap