DUYARLILIK

  • 28.07.2022 11:31

Bu sefer maalesef üzülerek bazen bizzat şahit olduğum bir konu üzerine yazmayı planladım. Geneli kapsamasa da  toplumsal olarak bazı acımasız gevşek hallerimiz, davranışlarımız maalesef var.Kimileri buna biraz eğlendik, kafa dağıttık yav, vb. sözümona savunma modu ifadeleri kullanmaya kalksa da  ben düpedüz aymazlık, saygısızlık olarak değerlendiriyorum.. Hiç kimsenin gerek kendisi gerek aile bireyleri hakkında yarın ne olabilire garantisi olmadığı bu dünyada çok sorumsuz yaşıyor ve davranıyoruz.

Gerek farkında olarak gerek farkında olmaksızın bir anda insan olma sorumluluk hassasiyetinden uzaklaşabiliyoruz maalesef.Bu bağlamda ahlaki ve edebi değerleri  bir anda ters yüz edip kırgınlıklara üzüntülere sebep olabiliyoruz.Bazen birkaç kişiye şirin görünmek sözümona espri yapmış olmak için gerek fiziki gerek ruhani eksiklikleri bulunan insanlarla dalga geçiyor, dalga geçer moda bürünüyoruz.

Bana göre bu durum kabul edilebilirler arasında asla değil. Yanlış yapıyoruz. Kötü örnek oluyoruz hem de tüm bu durumu sadece ve sadece bir eğlence amaçlı, bir kahkaha uğruna yapabiliyoruz maalesef. Oysa karşı tarafta bıraktığı , bırakabileceği izleri, trawmalar aklımıza bile gelmiyor. Telafisi uzun sürebilecek kırgınlıklara, üzüntülere sebep olabiliyoruz.

Hep iddiayla bahse konu etmeye çalıştığım insan olmak , ahlaklı insan olmak üzerinden gittiğimde de  gördüğüm çok eksik olduğumuz.

Önemli ve vurucu olduğunu düşündüğüm kısa öz ve yaşanmış bir anekdota da yer vereceğim.

ASALET: Genel olarak soydan gelen bir titr olarak bilininse de ( ki bu da doğru bir tanımdır.) İnsanın karakter yapısını gösteren bir duruştur dan devam etmek istiyorum.

NAHİF : İnce duygulu, hassas düşünceli

KİBAR :  Düşünce, davranış ve duygu yönlerinde nazik olan davranan kişiye atfedilen bir titr.

Bu kelimeleri niçin açtım? Şimdi vereceğim örnek anekdotla direkt bağlantılı da ondan. Yorumu size bırakıyorum.

ÖZDEMİR ASAF : Bir çoğunuzun tanıdığını düşündüğüm 1981 yılında yitirdiğimiz ağırlıklı olarak aşk üzerine şiirler yazan çevresindekilerinin  ifadesiyle  ‘’yuvarlağının bile köşeleri olan’’  (R) harflerini konuşurken söyleyemeyen  soyut düşüncelerini yazıya döken bir şairimizdi.

Bay asaf işleri için bulunduğu cağaloğlunda bir an saatine bakar ve randevulaştığı saatin yaklaşmakta olduğunu görür ve bir el işareti ile taksi der durdurur biner. Yerleşirken şöförün kendisine hitaben ‘’ buyyun beyim neyeye?’’ sözünü duyar. Duyar ama aniden kendisini afakanlar basar adeta. Zira taksici de kendisi gibi R’leri söyleyemeyen biridir. Bir an içten telaşlanır. Zamanı da daralmasına rağmen taksiciye ‘’ kayaköye’’ derse onunla alay etmiş olabileceği kanaati uyandırırım endişesiyle  kendinden emin tok sesiyle ‘’EMİNÖNÜ’’ der ve orda inerek koşuşturur adımlarla galata köprüsünü yürüyerek randevusuna gider.

Biraz üstte  anlamlarını vurgulamaya çalıştığım Asalet, Kibarlık , Nahiflik budur işte diyorum. Bir düşünelim bakalım kaçımız  böyle bir durum karşısında böyle duyarlı , olgun, anlayışlı olabilirdik?

Başta da belirtmeye, ifade etmeye çalıştığım gibi maalesef bazılarımız sebepli sebepsiz bana göre zıvanadan çıkmışcasına karşımızdaki insanların zihinsel veya fiziksel eksikliklerini kendimize eğlence malzemesi yaparak bana göre insanlığımızdan bir şeyleri yitiriyoruz.

Art niyetli olmasa bile bu tür insanlara bazen meraktan bile olsa gözlerimizi dikerek incelemeye alıyoruz ya işte o bakışlar o kişiyi ifade edemeyeceği kadar sıkıyor, rahatsız ediyor. Ki bunu bazen sözlerimizle bir üst boyuta taşıyanlar alay eden dalga geçenler oluyor ki ortaya hoş manzara çıkmıyor.

Ben kendimden biliyorum. Kanadyen( koltuk değneği) yardımıyla zar zor yürümeye çalışırken  yakınlarım dahil ikinci üçüncü şahışların  gözleriyle ayaklarıma yürüyüşüme odaklanmaları şahsen beni rahatsız edip rahat hareket edememe sebep olduğunu net söyleyebilirim.

Toparladığımda: kimsenin eksiklikleriyle alay etmemeye dalga geçmemeye lütfen dikkat edelim. Hatta bu manada olabildiğinden çok  daha fazla duyarlı olmaya gayret gösterelim. Söz veya fiili davranışları bir yana bırakıyorum gözlerimizle kilitlenip onların hareket kabaabiliyetlerine ruhani bile engel olmamaya çalışalım.

Üstte bahsettiğim gibi kimsenin yarın neyle yüz yüze kalabileceği belli değilken; insani, ahlaki değerlerimize sahip çıkalım, yitirmeyelim diyorum.

ASALET, KİBARLIK, NAHİFLİK, DUYARLILIK İNSANİ BİR TAVIRDIR.  Bu kalıpları göz önünde bulundurursak hiçbir şey kaybetmeyeceğimiz gibi saygınlığımızın artacağı da başka bir gerçektir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.