Ne yaparsan yap, aşkla yap(özenle- olması gerektiği gibi ). Aslında uzun süredir düşündüğüm bir konuydu. Ve bir pop şarkı sözlerini başlık ilgisi tutarak birkaç şey yazmak istiyorum.

‘’KALİTE ASLA TESADÜF DEĞİLDİR.’’ Bazen hak ettiğini düşündüğüm, inandığım kişi ve kurumlar için benim de kullandığım veciz sözdür bu cümle. İçinde gizlediği çok manalar vardır. Temel olarak genelde vurgulamaya çalıştığım insan olmak, iyi insan olmak ahlaklı olmak ‘la organik bağı olan bir cümledir.

Gözlemleyebildiğim kadarıyla yaşamımızın her bölümüne sirayet etmiş bir tutum ve davranış biçimine atıfta bulunacağım. Hangi alanda hangi yerde olursa olsun maalesef toplumda bir işi yapmış olmak için yapmak gibi benim anlayamadığım bir alışkanlık   hakim. Kişi maalesef kendini tatmin ettiği’’ yaptım işte psikolojisi’’, vurdumduymazlığı içinde olduğunun farkında bile olmaması ayrıca bir fecaat ki anlatmak istediğim üstte de bahsettiğim ahlaki duruş, yaklaşım. Böylemi olmalı? Tabi ki de hayır!’’ İş ahlakı’’ denilen bir kavram  var .  Çoğu özel veya kamu kurumunda denk gelmiş olabilirsiniz. Çerçeveletilmiş süslü cümlelerle  tarif edilmeye çalışılan  vizyon ve misyon  tabloları gözünüze ilişmiştir. Bu tablolarda hedefler, beklentiler, çizilecek yol, hareket tarzı basit ana hatlarıyla ifade edilmeye çalışılır. Hatta resmi yada özel  kurum kuruluşların kendi pozisyonlarına ait  kayıt altına alınmış ‘’Devlet memuru etik kuralları’’ ‘’ Basın meslek ilkeleri’’ vb. beklentileri ifade eden uyulması istenen kurallar topluluğu vardır. Ben farklı kurum kuruluşlarda bizzat görerek şahit olmuştum. Tüm bunları hepsine ben ‘’ iş ahlakı’’ diye tanımlıyorum. Tabi bu iş ahlakı sadece bir işyeri içinde gibi çerçeveye de sokmak istemiyorum. Yani yapılan her iş diyebilirim. Elini attığın her iş diyebilirim. Ve bu iş ahlakı dediğim gerek yazılı gerek birilerinin söyleyerek talep ettiği kurallar bana göre insanın karakter yapısıyla doğrudan bağlantılı olduğunu düşünüyorum. Hani önce insan olmak diye ifade ettiğim içinde saygı, sevgi, insaf,  vicdan ,  adalet olgularının harmanlandığı karakterle bütünleşmiş ahlak.Zaten bu olguları üzerinde barındıran bir kişinin hata yapma ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyorum.O yüzden en başta ‘’ ne yaparsan yap ,aşkla yap’’ slogan cümlemin iç mesajı buydu. Gelelim beni etkileyen o yaşanmışlığa:

NE YAPARSAN YAP AŞKLA YAP.

Dostlarım size askerden sonra bir süre bünyesinde çalışmaktan onur duyduğum bir fabrikayı da bünyesinde barındırmış büyük bir holdingin o dönemlerde adeta slogan olabilecek bir söylemini aktarmak istiyorum. Bu bölümde anlatacaklarımla hiç kimseyi yüceltmek, bir kurumun reklamını yapmak gibi bir niyetim asla yok. Kaldı ki ne kurumdakilerle bir kan bağım var nede kurumla ticari bir ilişkim, menfaate dayalı bir ilişkim var. Aslolan ana fikre odaklanmanız diye rica ediyorum.

Adından da anlaşılacağı gibi ENKA  Enişte kayınço ortaklığı ile 1957 yılında kurulmuş otoyollar, köprüler, viyadükler, enerji sektörü, mobilya sektörü hatta  uçaklarımızda kullanılan kontrplak yapım tedarikine kadar irili ufaklı birçok alanda ülkeye hizmet etmiş altyapı işlerine de sektör olarak girip inşaat alanında da boy göstermiş , onlarca fabrikanın kuruluşuna öncülük etmiş, yurtiçinde ve yurt dışında yaptığı başarılı ve kaliteli işlerle adından söz ettirmiş, yüzlerce ödülle bu durumu taçlandırmış bir firmadır.

Yazımın ana konusu ortaklardan kayınbirader olan  rahmetli  Sadi GÜLÇELİK  beyefendinin o dönemlerde sıkça konuşulup ulusal ve uluslarası  iş dünyasında takdire şayan  bir fiilinin içeriğini anlatacağım sizlere.

Aslında maalesef adını hatırlayamadığım ama okuduğum bir dergi haberi üzerine ulaşabildiğim büyüklerime teyid ettirebildiğim bir yaşanmışlık hikayesidir bu yazacaklarım . İş dünyası, iş ahlakı adına müthiş ötesi bir veri diyebilirim.

Bildiğim kadarıyla 970 yıllar. Firma ilk uluslarası ihaleye katılır ve kazanır. İş Ortaköy viyadükleri, Boğaz köprüsü bağlantı yolları , altyapı ve kanalizasyon işleri. Şantiye kurulur iş başlar.Altyapı işi ciddi ve meşakkatli bir iştir. Ufacık bir ihmal koordinasyon eksikliği daha sonra ciddi sorunlar yaşanmasına sebep olabilecek kadar hassas takip edilmesi gereken bir iş. Süratle devam eden çalışmaların saha sorumlusu ortaklardan İTÜ İnşaat Mühendisi olan  rahmetli Sadi Gülçelik’dir. İş hızla ilerlemekte ciddi mesafeler kat edilmektedir. Sadi bey kendileriyle sıkı bağ kurduğu formen ve çavuş  arkadaşlarıyla sıkı bir diyalog içinde sürekli istişare halindedir. İş o kadar hızlı ilerlemektedir ki  eldeki malzemenin yetmeyebileceği endişesi işçiler arasında konuşulur hale gelmiş adeta bir dedikodu furyası  şantiyeye hakim olmuştur. İşçilerdeki düşünce şudur: malzeme biterse işimizden oluruz vb. Bilenler bilir altyapıda borular birbirine çift taraftan conta kullanılarak bağlanır öyle birleştirilir. İşçiler contalar azalmaya başladı diye üstte değindiğim endişe etkisiyle bağlantılarda tek conta kullanmaya başlarlar. Bu durum formenler tarafından fark edilir ve formenlerden biri hemen Sadi beye ulaşarak durumu tüm çıplaklığıyla izah eder. Sadi bey istişare sonunda ani bir karar verir ve formene  bugün öğlen yemeğine müteakip tüm personelin şantiye alanında toplanmasını onlarla bir görüşme yapacağını bildirir. Rakkamı yanlış hatırlıyor olabilirim. Şantiye alanında yaklaşık 1000 kişi Sadi beyi beklemektedir. Sadi bey gelir. Tüm personelle göz teması kurabileceği, ağaç paletlerden oluşturarak hazırlattığı platforma çıkar ve hem oradakilere hem daha sonra kulaktan kulağa yayılan tarihi konuşmasını yapar.

Hatırlayabildiğim kadarıyla konuşmanın içeriği şöyledir.:

Değerli mesai arkadaşlarım yoğun tempoda çalışıyorsunuz farkındayım ve görüyorum. Öncelikle  özverili çalışmanızdan dolayı hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Değerli arkadaşlarım yaptığınız iş  önemli bir iş. Fısıltı söylemleri dedikodular maalesef kulağıma kadar geldi . Malzeme sıkıntımız yoktur. Olmayacaktır. Yaptığınız iş bizim referansımız onurumuzdur. Asla  ‘’ ya birbirine bağladığımız boruları zaten kanala koyup üzerini toprakla kapatıyoruz gibi gafil bir düşünceye kapılmayın’’ Arkadaşlarım her malzemenin bir yeterlilik süresi vardır. Yaptığınız bu alt yapının da öyle ancak ileriki tarihlerde çıkabilecek bir sıkıntı veya yenileme çalışması için bu gömdüğünüz borular çıkartıldığında o çıkartanları şaşırtın. ‘’ adamlar kaç sene önce ne kadar özenli iş yapmışlar’’ desinler. Alkışlarla konuşma biter.

Ben konuşmayı hatırlayabildiğim ana hatlarıyla kaleme aldım. Muhtemelen daha uzun ve detaylı bir konuşma yaptı düşünüyorum ki bir rivayete göre konuşma metni başka inşaat firmalarında seminer adı altında dillendirilmişmiş.

Yine yanlış hatırlamıyorsam bu durumdan bir vesileyle merhum Süleyman DEMİREL haberdar oluyor. Konudaki hassasiyeti birçok yerde öğüne öğüne anlattığı gibi Sadi beye Devlet teşekkür belgesi gönderiyor.

Yine bildiğim kadarıyla yıllar sonra Sadi beyin öngörüsü gerçekleşiyor. Değişim için gelen mühendisler çıkarttıkları ömrü bitmiş borulardaki işçiliği görünce hayretlerini gizleyemiyor ‘’ helal olsun adamlara yeraltında dememişler ve işçiliklerini üst düzey sorumluluk bilinciyle yapmışlar’’ dedikleri söylenir.

Anlatmak istediğimi anlatabildiğimi düşünüyorum. Herkes işini dürüstçe, özveriyle , olması gerektiği gibi yapmalı. Bu hem ahlaki hem insani hem vicdani sorumluluktur diyorum.

Belki size çok radikal bir tepki çıkışı gelebilir ama bazen aksi durumlara şahit olduğum da hiç düşünmeden anında ‘’ eğer böyle yapacaksan bırak yapma kalsın’’ diye tepki verdiğim anlar olmuştur. Böyle anların hiç hoş zamanlar olmadığı muhakkak ama işte insan bir yere kadar sabredebiliyor diye kendime göre bir gerekçe sunacağım. Tahmin edebileceğiniz gibi eğer böyle anekdotlar  istenmese de yaşanmışsa kırgınlık , küskünlük, tavır takınma boyutlarına kadar ulaştığına da şahit olmuşluğum vardır.

Aşağı yukarı herkesin performansı tahmin edilebilir boyuttadır. Sorumluluk bilincimizi performansımızla taçlandırmak bir nevi görevimizdir. Kaçak güreşir gibi çalıştığımızda amirleriniz veya patron tarafından fark edilmediğini sanmak ahmaklık dır.

Bu vesileyle  bu Vatan için tek bir çivi dahi çakmış olup berzaha göçmüş olanları rahmet saygı minnet ve dua ile  yad ediyorum.  Hayatta olanlara sağlıklı başarılı uzun bir ömür diliyorum.