İŞE ADAPTE OLMAK, OLABİLMEK

  • 20.01.2023 13:11

N asıl bir başlık dediğinizi duyar gibiyim.

Aslında köşemde 09.08.2022 de ‘’’İŞ AHLAKI ADINA’’ başlıklı benzer bir makalem yayınlanmıştı. İsteyen arşivden tekrar göz atabilir. Ana tema olarak yaptığımız işi severek yapmamız gerektiğine dair görüşlerimi paylaşmıştım. Hangi iş kolu olduğunu önemi yok.  Gerek   hizmet   sektörü gerekse bedeli karşılığında  anlaşarak mal vb. alışverişi. Bu makalemde kişinin işiyle   entegre  olmasını mizahi bir dil ve önekle anlatmaya çalışacağım.

1980 yılların son çeyreği 90 ların ilk çeyreği arasında (1988/8,9,10,11,12-1990/1,2,3,4,5,)bende çalışmak için gurbette İstanbul’da ikamet etmiş bulunmuştum.

Dolayısıyla bu süreç içinde ziyaretçilerim gelip gidiyordu ki bu benim açımdan güzel bir moral ve enerji kaynağı oluyordu. Aslında ikamet ettiğim ev kendisinden yaşama dair, İstanbul’a dair çok şey öğrendiğim beraber aynı evi paylaşma lutfu  gösteren değerli dostum  fotoğraf sanatçısı üstad Yusuf  DARIYERLİ ile beraber yaşadığımız Beşiktaş-Ortaköy arasında  önden bakıldığında giriş katı olarak bilinen ama binanın arka cephesinden üçüncü kat  sanılan bir konumdaki, girişten sahili görebilen oldukça dik denilebilecek bir yolla çıkılabilen konumlu bir evdi ikametim. Müvezzi caddesi olarak halen var olan bir lokasyon.

Gelen giden misafirlerim, arkadaşlarım için bir sistem geliştirmiştim. Çünkü bu gerekliydi.Bir nevi proğram diyebilirim.Misafirlerimi öncelikle alır bir istiklal caddesi turu ile adapte eder. Bilenler bilir İstiklal caddesi üzerinde şimdi var mı bilmiyorum borsa lokantasında yemek ikramım sonrasında da meşhur inci pastanesinin  lezzetine doyum olmayan  profötör’ünü de tattırarak ağır ağır taksime doğru yürümeye etrafı gözlemlemeye çalışırdık. Ve  Harbiye sırtlarından aşağıya  o zaman İnönü stadyumu mevkiine doğru yürürdük. Sinema-Tiyatro yada başka bir aktivitemiz yoksa eve geçip dinlenip sohbet etmeyi tercih ederdik. Yine bilenler hatırlayacaktır.İnönü stadının harbiye sırtlarına bakan beleştepe diye anılan  bölgesine doğru yürürdük.Çünkü oradan bir taksiye binerek eve gidebilirdik.

Orada kaldığım sürece uyguladığım bir metadan bahsedeceğim şimdi.Çevrem beni espirütüel, renkli biri olarak tanımlar.

Bugün 17500 olduğu ifade ediliyor o zamanlar diyelim 14bin civarı taksi var. Çoğunluğu istikametlerine rink sistemi ile çalışıyor. Üstte de bahsettiğim gibi  beleştepe  adeta taksilerin nereye gideceklerine karar verip o yolu seçtikleri bir yol ayrımı konumunda  yani stadın diğer cephesi  Beşiktaş tarafından gelen taksiler beleştepe civarında sanki  bölünmüş yol misali  Karaköy istikametine gidecekler  en sağ şeride , Beşiktaş-Ortaköy istikametine gidecekler geniş ayrılmış şeridi, Harbiye-Taksim istikametine gidenler ayrılmış bölümden seyrederlerdi.Dolayısıyla takdir edersinizki geniş ayrılmış şeritteki bir taksi Beşiktaş-Ortaköy istikametine gideceği bellidir.

Ben hemen her misafirime uyguladığım bu taktikle birçok övgüye mazhar olduğumunda altını çizeyim.

İŞİYLE TAM ADAPTASYON

Evet misafirlerimle  beraber ki bu anlatacağım kısımda üç kişiydik. Beşiktaş istikametine gidecek şerite ‘’Taksi’’ dememle bir taksi durdu . Ben öne arkadaşlarım arkaya bindiler. Ben taksi sürücüsüne ithafen ‘’ iyi çalışmalar ben ilhami’’ dedim.  Taksici  kendinden emin ‘’teşekkür ederim ağbi ben yavuz. Nereye gidiyoruz’’ diye sorusuna bende kendimden emin  yavuzla göz teması kurarak ‘’ Eve yavuz ‘’ dedim. ‘’ tamam ağbi’’ cevabıyla hareket ettik. Mecburi istikamet yönünde  ağaçlı yoldan ilerliyoruz.Taksici çocuk tam adapte ki ben başka bir şey demediğim için  devam ediyoruz. Yıldız yokuşuna gelince benimle bir göz teması kurdu  ben tepki vermeyince anladı ve dönmedi devam etti.  Ortaköy istikametine doğru. Ben koltuğuma yaslanmış rahat modaydım yolu izliyorum. Biraz ilerledikten sonra taksici en naif ve kibar bir tavırla ‘’ İlhami abi bugün biraz yorgunum kafam da yoğun evi geçmeyim sen hatırlat bana’’ diye mesajı verdi. Aşağı yukarı  bizim sokağa gelmiştik bende ‘’ yavuz ilerden sola yukarı müvezzi caddesi ‘’ diye tiyoyu verdim. Neyse döndük sokağımıza tepe noktaya vardığımızda yani evimize geldiğimizde  ben ‘’ teşekkür erdim yavuz’’ dememle geldiğimizi anladı ve durdu. Ücretini ödeyip ev girerken  arkadaşlarımın bana ‘’ nasıl yani ya’’ bakışını unutmuyorum. Bu durumun makarasını uzun süre yapmıştık. Ben bu hareketi defalarca farklı taksicilerde de uygulamış ve aynı sonuca ulaşmıştım.

Yani işini severek yapmaya, adaptasyona mizahi bir örnekle yaklaştım. Her alanda olduğu gibi bir ses tonu, bir tebessüm, bir ilgi, bir davranış şekli insana farklı kapılar açabilir.

Aklıma geldi yazdım işte..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar