İÇİNİZDEKİ ÇOCUĞU ÖLDÜRMEYİN!

  • 26.01.2023 17:07

Bazen büyüklerimizden, bazen de uzmanlar dan  hemen hepimiz duymuşuzdur şu öğütleri:

-aman bu ideal duruşunuzu kaybetmeyin.

-aman bu öğrenme hırsınızı yitirmeyin.

- aman merhametinizi yitirmeyin

-aman sabrınızı bitirmeyin

-aman yaşama sevincinizi engelleyecek hiçbir şeye fırsat vermeyin.

Ve bu gibi onlarca belki binlerce öğüt ve destek söylemleri…….

Ben de bu bağlamda ana başlık üzerinden biraz mizahi bir anıma yer vereceğim. Yani anılardan bir bukle demek yanlış olmaz.  Sanırım 2012 yılıydı. Taraftarı olduğum Beşiktaş kulübünün genel kuruluna yeni başkanı seçmek için oy kullanmak üzere  ben den daha fanatik bir taraftar olan  sevgili Hayrettin GÜNAL ağabeyim ve onunda başka bir işi olması nedeniyle aramıza katılan Hayrettin ağabeyimin kızı Yeliz hanımla birlikte özel aracımızla  direksiyonda ben İstanbul’a doğru yola koyulduk. Otoban üzerinden yol alıyorduk. Benim de o zamanlar oldukça hızlı bir şoför olduğumu söylemeliyim. Otobanda olup yolda boş’sa   limitleri zorlardım. Hatta   seyahat esnasında hızlı gittiğim için Hayrettin ağabeyimin ‘’ İlhami hızlı gitmiyor musun?’’ tatlı ikazına  gösterge panelindeki devir saatini işaret ederek ‘’ yok be  abi  bak  göstergeye  normal gidiyoruz işte’’ diyerek nazikçe kandırmış onu rahatlatmış ama devam etmiştim. Şuan itibariyle  bu davranışımdan utandım ve Hayrettin ağabeyimden özür diliyorum.

Saat öğlen vakitlerine doğru gelmesi ve adrenalinimizin hızdan dolayı yükselmesi sebebiyle acıkmaya başlamıştık. Hayrettin ağabeyim ‘’ ben iyi bir lokanta biliyorum. Öğlen yemeklerini ben ısmarlamak istiyorum’’ teklifine   biz de ‘’ tamam’’ dedik. Hayrettin abinin   yol tarifi ile Kadıköy’de merkezleri  aslen Bursa kökenli olan oldukça lüks diyebileceğim bir dönercinin önüne geldik.

BAZI MEKANLAR

İnanıyorum ya şahit olup görmüşlüğünüz ya da duymuşluğunuz mutlaka vardır. Yani bazı mekanlar  ünlü, kariyer sahibi vb. müşterilerinin resimlerini mekan içinde resmini çekip duvarlara asar, veya onların bir peçeteye , bir kağıda el yazılarını imzaları alır masaların üzerindeki cam altında sergilerler.

Bahse konu mekanın önüne yoğun park sebebiyle zar zor biraz ileriye park edip mekana girdik. Girdiğimiz an ben buranın bahsettiğim mekanlar dan bir yer olduğunu anladım. Ve anında içimdeki çocuk, muzip çocuk harekete geçti ve bizi karşılayan ‘’ hoş geldiniz buyrun’’ diyen şef garsona  sakin ama net tavırla ‘’ ben İlhami han hoşbulduk’’ dedim. İç kısımda bir masaya yerleştik. İtiraf etmeliyim ki yemekler özellikle İskender nefisti. Yemek yeme kısmı bitmek üzeredeydi ki ben şef garsonu işaret ederek çağırdım.  Ve muzip planımı hayata geçirdim. Şef yanımıza gelince bende tekrar ayağa kalkıp ‘’ şefim  ben İlhami han yemekler nefisti elinize sağlık teşekkür ediyorum da biz kalkmak üzereyiz. Resim çekecekseniz müsaitiz.  Neyi imzalamam gerekiyorsa getirin onu da yazıp imzalayayım’’ dedim. Şef bir anda abandone oldu. ‘’ bir dakika efendim ‘’ diye arkadaşlarının yanına geçti. 6-7 kişilik personel kendi aralarında bir şeyler konuşuyorlar ama gözleri bizim masada ve bende. Muhtemelen  ‘’ kim bu İlhami han?’’ diye çözmeye uğraşıyorlar yani pot kırmamak mahçup  olmamak adına diye düşünüyorum. Tabi hiçbir sonuca ulaşamamalarının sıkıntısını görebiliyorum ben. Kalkma zamanımız da geldi kalktık. Bize eşlik eden şefe ‘’ ya aracımı biraz ileriye park etmek zorunda kalmıştım’’ dememle ‘’ aman efendim siz anahtarları verin plakayı söyleyin ben hemen buraya aldırayım ‘’ teklifne  anahtarı uzattım. Biz ağır adımlarla kapıya doğru yürürken  diğer çalışanların  bakışları hep üzerimizdeydi. Ve aracımız nerdeyse adımımızı atsak direkt araca binebileceğimiz konumda  mekanın önüne getirilmişti. Nerdeyse tüm personel dışarı bizi uğurlamaya çıkmıştı ama kafalarında o soru işareti adeta belli oluyordu. Kim bu? Şefin bizzat kapıma kadar gelerek bir hatamız kusurumuz olduysa  affola yine bekleriz söylemlerinin içinde diğerlerindeki kim bu? merakını görebiliyordum. Herneyse ağır ağır hareket ettim. Arkamızdan el sallıyorlardı. Sonrasında aralarında ne yaşamışlardır bir fikrim yok ama o gün böyle yapmıştım işte.

Şimdi düşünüyorum da o gün için yapılması gereken hareketti. Yaptım. İçimdeki çocuğa yol vermiştim işte.

Aklıma geldi yazdım.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Objektif Gazetesi (www.duzceobjektif.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar