- 31.05.2023 16:12
- (3)
…Bunu en çok özel anneler bilir! Tek başına oğluna, hem anne, hem de baba olan mücadeleci annemiz ve yakışıklı oğlumuz …
Kalpten kalbe bir yol var derler… Bunu en çok özel anneler bilir! Tek başına oğluna, hem anne, hem de baba olan mücadeleci annemiz ve yakışıklı oğlumuz … 16 yaşında iki kulakta ileri derecede işitme kaybı var… Bu yüzden konuşmakta zorlanıyor yakışıklı oğlumuz..(!)
Her çaresizliğin içinde çare vardır; yüreği güzel anne... Döktüğün gözyaşlarından önce gülümsemelerin nasıl varsa, yine gülüşlerinde evladın olacaktır. Sabır gösterdiğin ne varsa, zamanı var. Belki dardasın çok daralıyorsun, sonunda ferahlık var, güzel kadın.
Annemizle olan içinde üzüntü ağlama hırs caresizlik mücadelesiyle bir o kadar kendinle gurur duyan anneyle sohbetimiz.... ; Oğlum işitme problemi olduğu için, kulak arkası cihaz takıldı. Babası hiç kabullenemedi, ‘oğlumuzu özel gereksinimli’ oluşunu. Bense karmakarışıktım, koşturmalarımı hatırlıyorum ve çok sinirliydim. Henüz 2 yaşındaydı, biyonik ameliyatı oldu. Sonrası, eğitimle güzel olacaktı. Otizm belirtileri de başladı… Doktor, ‘kaynaştırma eğitimiyle’ aşabileceğimizi söyledi. Kreş hayatımız başladı… oğlum babasının yaşattırdıklarından dolayı hırçındı ve ben sakinleştirici kullanıyordum. Buda uyku hali yapıyordu .
Bir gün bir fotoğraf çekildi! Sanki benim oğlum köşede ilgisiz gibi. Ve öğretmeniyle konuştum; ‘Sen çok iyi bir anne misin? Çocuğun hep uyutuyorsun? Diye, suçlandım. Ve kreş hayatı; maalesef o gün bitti. 6 yaşında engelliler okuluna yazdırdım, üç veli okulda bekliyorduk. tuvalet eğitimleri yoktu çünkü. Bu seferde aynı binadaki, 2 ana sınıfı öğretmenleri çocuklarımızdan ve bizden rahatsız olmuşlar. Kısacası Ömür Hanım; daha çok anneler yıpranıyor. Babalar sırt çeviriyor. Çocuklarımıza ve bize...’
Yaşam yolculuğumuzda canım. zaman zaman düşeriz de, kalkarız da. Düşmez kalkmaz bir Allah’tır öyle değil mi? Biz özel annelerin, yüzde 80 terk edilen kadınlarız… Bütün sorumlulukları bizlere bırakıp vicdansız bir şekilde giden babalara sesleniyorum; " Hıçkırarak, ağlayan bir kadının gözyaşları, ağlatan adamın başına geleceklerinin altına atılacak imzadır" Bu yüz kızartıcı yaşattıklarınızla Allah’ımın yanına nasıl gideceksiniz? Çocuklarımıza ve bizlere yalvaracaksınız… Beni affedin diye, ama nafile… Çekin cezanızı Allah’ımın yanında…
Acaba diyorum kaynaştırma öğrencisini sınıfta istemeyen veliler ve eğitimciler… Pandemi sürecinde okula gidememenin ne kadar zor olduğunu anlayıp, yaptıklarına pişman olmuşlar mıdır?
Bizler doktor onaylı ve çocuklarımızın gelişiminde ilerleyeceğimizi söyledikleri için, okullara yazdırıyoruz. Bizler için çok mu kolay sanıyorsunuz? Ya çocuğumuzu üzen olursa; ya dışlanırsa, diye korkularımız var biliyor musunuz?
Ama nereden bileceksiniz..?
Akşama kadar okulda beklemiyorsunuz, biz anneler gibi. Sadece sizlerin Çocuklarınızın eğitimleri ve psikolojileri önemli değil mi?
Hayır tabii ki de…!!! Lütfen diyorum!... Lütfen biraz empati kurun…
Renksiz tip öğrencili bir ortam hazırlayan veliler..! Çocuklarınızı yaşama hazırlamaktansa sınava hazırlıyorsunuz sadece… Yazık yazık…
Bir eğitimci sınıfındaki kaynaştırma, öğrencisinden hiçte hakkı yokken rahatsız oluyorsa… Özel gereksinimli çocuklarımıza, yetemeyeceğini düşünmesinden kaynaklıdır bence…
Eğitim fakültelerinden mezun olan her öğretmenin, sınıfında farklı gelişen her öğrenciye yetebilir belgesi de alsa ne güzel değil mi?
Tabii ki, her öğretmenler ve veliler için geçerli değil bu yazdıklarım… ATATÜRK İLKÖĞRETİM 'den SEFA KONCA… Kızımı kendi evladı gibi görüp, eğitim verdi senelerce...
Her çocuk biriciktir… Öyle ezbere söylenecek bir laf değil bu. İçini doldurmak gerekir çocuklarımız kaynaştırttıkça…
Her zaman, hep beraber, el ele…
Yorum Yap