- 30.12.2021 19:48
Sevgili dostlar
İyisiyle kötüsüyle milâdî bir yılı tamamladık. Ve yeni bir milâdî yılın kapısını araladık. Bakalım bu yıl bizleri neler bekliyor. Hayırlar getirmesi dileklerimle…
Toplumumuz tabi medyanın da etkisi ve yıllar süren bir çaba ile ne yazık ki farklı kültürlerin “yılbaşı” kutlamalarına teşvik ediliyor. Türk toplumunun kültür yapısında yılbaşı diye bir kutlama yok diye biliyorum. Ancak cumhuriyet ile birlikte “muasır medeniyet seviyesine çıkmak” hedefini kıyafet ve eğlence olarak algılayanlar bu kutlamaların öncülüğünü yapmaktadırlar. İnsanları da adeta çam ağacı süslemeleri altında noel kıyafetleri ile eğlence ve içki alemlerinde kutlamaya davet ediyorlar. Özellikle ekonomik açıdan zor geçen şu günlerde zaten yoklukla mücadele eden topluma yemek tarifleri, çerez karışımları, kokteyller tarif ediliyor ve özendiriliyor.
Başka ülkelerde milâdî yılbaşı kendi inançları doğrultusunda kutlanıyor. Özellikle Avrupa ve Amerika ülkelerinde devlet ve kilise destekli sınırsız kutlamalar yapılıyor. Bunu özendirici haberlerde görüyoruz, izliyoruz, okuyoruz. Onların kendi kültürleri açısından böyle davranmalarına bir diyeceğimiz de yok. Öyle inanıyorlar ve öyle yaşıyorlar.
Ancak geçenlerde sosyal medya dedikleri alanda bir yazı okudum. Yazıda “noel hz. İsa’nın doğumunu kutlamaktır. Biz İsa’nın peygamber olduğuna inanmıyor muyuz. Biz de kutlarsak kafir mi olacağız” diye serzenişte bulunuyor. Bu durumda ben ancak şunu söyleyebilirim. Neye inanıyorsanız öyle olursunuz. Kimsenin bir diyeceği yoktur. Ama yine de bir şeyler söylemeden de yapamayacağım.
Eğer bir toplumu değerlerinden uzaklaştırırsanız o toplumu kendinize döndürmüş olursunuz. Afrikalı bir düşünürün söylediği şu sözü hatırlamakta fayda var. O düşünür hristiyan dünyaya hitaben diyor ki “siz bizim topraklarımıza geldiğinizde sizin elinizde incil bizde de geniş ve bereketli topraklarımız vardı. Şimdi bizim elimizde incil sizin elinizde o bizim geniş ve verimli topraklarımız var.” Anlayana…
Yılbaşını sadece takvimin değişmesi olarak almak yadırganacak bir şey değildir. Benim söylemeye çalıştığım yılbaşını hristiyan kültürüne göre karşılamayadır. Böyle davranmak bizi medeni yapmaz. Medeni olmanın fonksiyonu başkadır. Mesela ekmek kuyruğuna girdiğin zaman birbirinin üstüne çıkmayacaksın. Karşılaştığın zaman selam vereceksin gibi. Sokak hayvanlarını öldürmeyeceksin, çevreni kirletmeyeceksin, komşunu ve diğer insanları kardeş gibi göreceksin. Hırsızlık yapmayacaksın, yalan asla söylemeyeceksin… Medeni olmanın gerekleri kanaatimce saydığım ve sayamadığım böyle hallerden geçer.
Özetle, biz, kendi kültür yapımıza uygun davranırsak daha saygılı olabiliriz. Gelecek sınır tanımayan eğlence mantığıyla yakalanmaz. Geleceği yakalayabilmenin temeli bilgiden, adaletten, eğitimden geçer. Kendine özgü duyguları diri tutmaktan geçer. Taklitçi olmak insanı yüceltmez. Eğrisi doğrusuyla ben böyle düşünüyorum. Bunları tavsiye ediyorum.
2022 milâdî yılının tüm insanlığa hayırlar getirmesi temennisiyle…
Sevgi ve hürmetlerimle
Yorum Yap